Geçtiğimiz gün yayımladığım bir haber üzerine, Whatsapp’tan ismini vermeyeceğim bir Silivrili’den şöyle bir mesaj aldım: “Sen tanıdığım en cesur insansın.”
Gerçekten de o mesaja konu haberi benden başka kimse yayımlayamadı. Şu anki atmosferde, Silivri yerel medyasının şu anki halinde kimse yayımlayamaz da…
Daha önce şahsi olarak bana yöneltilen tehditlerden bahsetmiştim.
Bir de işin benim haricimdeki kısmı var.
Örneğin benimle görüşen kişilere kurulan “Kaan’la görüşmeyin” baskıları.
Reklam verenlere ve potansiyel reklam verenlere yapılan “Kaan’a destek olmayın” baskı ve tehditleri.
Öyle ki, benimle bir araya gelen bazı kişiler, bu baskılardan yılarak benimle gizli saklı görüşmeye başladılar. İçlerinden açık açık “Aman ne olur seninle görüştüğümüzü kimse bilmesin,” diyerek benden rica edenler var.
27 yıllık gazetecilik hayatımda baskının, tehdidin hiçbir türlüsüne boyun eğmedim. Bu saatten sonra da eğmeyeceğim. Bunu sizin kadar, onlar da çok iyi biliyor.
Silivri’de korku imparatorluğunun yıkılmasında en ufak bir katkım olduysa, olacaksa ne mutlu bana!