İstanbul’da şu an 17 yaşında olan A.S.’nin 8 yaşından 15 yaşına kadar aralarında babasının, akrabalarının, okul müdürünün ve komşularının da olduğu 20 kişi tarafından cinsel istismarına uğradığını ve uyuşturucu madde ile alkol kullandırtılarak fuhuşa zorlandığı ihbarı üzerine Savcılık soruşturma başlattı. Yargılananlardan biri Silivri İlçe Halk Eğitim Müdürü Engin Akbal.
İstanbul Emniyeti Çocuk Şube Müdürlüğü’ne 2020 yılının sonunda gelen bir ihbarda küçük yaştaki A.S. isimli kız çocuğunun öz babası, öz amcası, halasının oğlu, okul müdürü, öğretmenleri, akrabaları, babasının arkadaşları ve komşuları tarafından cinsel istismara maruz kaldığı, alkol ve uyuşturucu kullanılarak para karşılığı fuhuşa zorlandığı belirtildi. Bunun üzerine harekete geçen ekipler ihbarı yapanın, çocuğun ablası olduğunu ortaya çıkardı. Kız çocuğu ve ablasının ifadelerine başvuruldu. O tarihte 15 yaşında olan 2005 doğumlu A.S., uzman pedagog eşliğinde alınan ifadesinde “8 yaşından bu yana öz babası, amcası, kuzenleri, kuzenlerinin arkadaşları, babasının arkadaşları, köyden tanıdıkları, öğretmenleri ve okul müdürü tarafından birden çok kez cinsel istismara maruz kaldığını” anlattı. Savcılık, cinsel istismarda bulunan 20 kişi arasından yaşı 18’in altında olan 7 kişinin dosyasını ayırarak, aralarında babası, amcası, okul müdürü ve öğretmenlerinin de olduğu 13 kişi hakkında soruşturma başlattı. Hakkında soruşturma başlatılan kişilerden biri olan ve tutuklanarak cezaevine gönderilen A.S.’nin o zamanki Okul Müdürü Engin Akbal, ilk duruşmada tahliye edildi ve şu an Silivri’de Halk Eğitim Merkezi Müdürü olarak görev yapıyor. Akbal aynı zamanda Türk Eğitim Sen’in de Silivri temsilcisi.
Konuyu ilk olarak Şubat 2022’de Duvar Gazetesi’nden Ferhat Yaşar gündeme getirmişti. Yaşar’ın haberine göre 15 yaşında ifadesi alınan A.S. için Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İzleme Merkezi’nin değerlendirme raporunda, “Adli görüşme sırasında yaşamış olduğu istismarın travmatik etkilerini halen yaşamasının, istismarcılar ile arasında geçen diyalogları aktarımının, eylemlerin gerçekleştiği zaman ve mekanı anlatımının, gerçekleşen spontane olayları anlatmasının, istismarın doğru olabileceği kanaatini oluşturduğu”na yer verildi. Raporda ayrıca, “Cinsel istismar öyküsü ne kadar gizlenip sır olarak tutulsa da yaşanan travmatik belirtiler cinsel istismar yaşantısı korku verici” yorumunda bulunuldu.
A.S.’nin ifadesine göre 7 ve 8’inci sınıfta olduğu sürede, aralarında Silivri İlçe Halk Eğitim Müdürü Engin Akbal’ın da bulunduğu okul müdürü ve öğretmenleri tarafından istismar edildiğini de anlattı. Derste olduğu sırada, müdür ve öğretmenleri tarafından sürekli çağrıldığını, her çağrıldığında gitmek zorunda kaldığını, okulun laboratuvar bölümünde istismar edildiğini söyledi. Müdür ve öğretmenler inkar etse de, aynı sınıfta bulunan öğrencilerin büyük kısmı, A.S.’nin neredeyse haftada üç kez derste olduğu sırada dışarı çağrıldığı yönünde ifade verdi.
İddianamede “mağdur ifadesinde okul müdürü Engin Akbal’ın kendi odasında, aynı okulda görsel sanatlar öğretmeni olarak görev yapan Timur Sili’nin de fen laboratuvarına kitleyip, perdeleri kapatıp cinsel istismarda bulunduğunu öne sürdü. Cinsel istismar sonrası mağdurenin sözlü notlarının öğretmenler tarafından yükseltildiği, zanlıların mağdureyi cebir ve tehdit kullanarak zincirleme şekilde cinsel istismar ettiği” belirtilirken, ifade sırasında hazır bulunan sosyal görüşmeci ve pedagogun mağdurun beyanlarına itibar edilebileceği yönündeki kanaatlerine yer verildi.
BAKANLIK DAVAYA MÜDAHİL OLDU
Tacize uğrayan kız çocuğunun İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasına Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da müdahil oldu. A.S.’ye İstanbul Barosu tarafından sağlanan avukatın yanında İstanbul Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nden de bir avukat davayı takip etti. Son duruşmada A.S.’nin iki sınıf arkadaşı da şahit olarak dinlendi. Şahitler duruşmada “A.S.’ye müdür Engin Akbal ve Öğretmen Timur Sili tarafından herhangi bir istismar uygulandığını görmediklerini” belirttiler. Baro tarafından görevlendirilen avukat, tutuksuz yargılanan okul müdürü ve öğretmenin, öğrenciler üzerinde baskı kurduğunu ve ifadeleri ezberlettiğini iddia etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ise tanıklardan birinin “hafızam iyi değildir, hangi şubedeydim onu bile hatırlamıyorum” dediğini anımsatarak öğrencilerin ifadelerine itiraz etti.
YEREL MAHKEME DELİL YETERSİZLİĞİNDEN BERAAT VERDİ, DOSYA İSTİNAFTA
Yargılama sonunda birinci derece mahkeme “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca, delil yetersizliği nedeniyle Müdür Engin Akbal ve Öğretmen Timur Sili’nin beraatine karar verirken, küçük kızın avukatı “Böyle bir iftira atmak için taraflar arasında husumet olması gerekir. Taraflar arasında iftira atmayı gerektirecek husumet yoktur. Pedagog raporu sabittir.” diyerek karara itiraz etti. İstanbul Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü avukatı da karara itiraz şerhi düştü. Dosya şu an istinafta ve beraat kararı kesinleşmiş değil.
SİLİVRİ’YE HALK EĞİTİM MERKEZİ’NE ATANDI
Söz konusu olaydan sonra Engin Akbal, Silivri Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’ne yani yaşı küçük öğrencilerle birebir iletişim halinde olamayacağı kızak bir göreve çekildi. Silivri’de göreve başlar başlamaz Türk Eğitim Sen Silivri Temsilciliği’ne de görevlendirilen Akbal’ın sosyal medya hesaplarında Ülkü Ocakları Silivri Şube Başkanı Özgür Bedel ve MHP’li yöneticilerle birlikte bolca fotoğrafları bulunuyor.
“BANA PKK, DHKP-C VE FETÖ KUMPAS KURDU”
İddialar üzerine ulaştığımız Silivri Halk Eğitim Merkezi Müdürü Engin Akbal, iddiaları yalanlayarak “Bana PKK, DHKP-C ve FETÖ kumpas kurdu. Ben bunlarla mücadele eden biriyim. Marjinal ve sol haber sitelerinde bu haberler yayınlandı. Beraat ettim.” diye konuştu.
https://eksisozluk1923.com/entry/134331186
