Sosyal medya vatanseverlerinin her fırsatta dillerine pelesenk ettiği bir “malum fotoğraf” var.
Hikayesi aslında saçmalık derecesinde basit. Sosyal medyada paylaşmak üzere çekilmiş, biraz da bir kesimi bilinçli “tahrik etmek” amaçlı bir fotoğraftı.
Amacına ulaşmış olacak ki, söz konusu fotoğraf yüzünden Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandım ve BERAAT ETTİM. Yetmedi. Savcı dosyayı istinafa taşıdı yani beraat etmeme itiraz etti. İstinaf Mahkemesi’nde ilk karar onandı ve BİR KEZ DAHA BERAAT ETTİM.
Yani yasal olarak fotoğrafın hiçbir bölücülük ve örgüt propagandası amacı ve niyeti taşımadığı iki kez tescillendi ve konu kapandı.
Bir süre önce de üyesi olduğum HDP’den İSTİFA ETTİM.
İstifa gerekçem HDP’nin maalesef bir türlü sosyalist kitle partisi olamaması, Kürt Partisi olmaktan kurtulamamasıydı. Bir Beyaz Türk, bir Trakyalı olarak bununla hiçbir zaman uyuşamadım ne yazık ki….
Buradan açık seçik söylüyorum: Kimse benim vatanseverliğimi, Türklüğümü, memleket sevdamı tartışmasın. Bunlara dil uzatmayı aklından bile geçirmesin.
Yarın koltuklarından olduklarında dımdızlak kalacak olan vasıfsız insanlar, kendi kısır siyasal hesapları ya da sosyal medya hamasetlerine beni bulaştırmasın.
Onlar kısa şortla gezerken ben 18 yaşımda Vatan Partisi’nin (o zamanki adıyla İşçi Partisi) ilçe başkanıydım. Onlar Fetö’ye “hoca efendi” derken ben Silivri Cezaevi önünde “vatan nöbeti” tutuyordum.
Silivri beni Deli Kaan olarak bilir. Bu yazdıklarım hiçbir şey. Yeri zamanı gelince kimin kasetini, kimin sabıkasını, kimin benzin istasyonu üstü otelini yazarım belli olmaz. İnsan yüzüne bakmaya yüzünüz kalsın.