Haftalardır ülke gündemini tek başına meşgul eden, her konuşması, her açıklaması, her twiti olay olan, milyonların ağzının içine baktığı bir adam: Muharrem İnce. Son 15 günde, kendisinden nefret edenlerin sayısı, sevip destekleyenlerin onlarca katına ulaştı. Özellikle 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisini destekleyen, onun için çalışanlar bir aldatılmışlık, satılmışlık hissiyle birlikte hayal kırıklığını en yoğun yaşayanlar.
Geçtimiz gün Serbestiyet’te benim imzamla bir “kulis haberi” yayımlandı. Haberde, Muharrem İnce ile CHP arasında son ana, hani o meşhur “Hoşgeldiniz, güle güle!” açıklamasına kadar umutla süren arabuluculuk çalışmalarının bilinmeyen arka planına dair önemli detaylar yer alıyordu. Adı üstünde “kulis haberi” ancak kaynaklarımdan adım kadar emin olmasam, 27 senelik bir gazeteci olarak, Türkiye gündemini bu kadar meşgul eden bir konuda desteksiz sallamazdım.
Nitekim haber çok yankı getirdi, aynı gün Muharrem İnce, haberdeki pazarlık iddialarını yalanladı ve “Kılıçdaroğlu’nun kendisini en son ziyaret ettiğini, pazarlık yapacak süre bile olmadığını” söyledi. Oysa ki son zamanlarda alışık olunduğu üzere yine bir kelime oyunu yaparak gerçekliği saptırıyordu.
Nitekin haberde imzası olan gazeteci olan benim “haber kaynaklarımla yüzleştirme” çağrımın yanı sıra, diken.com.tr Ankara Temsilcisi Altan Sancar da İnce’nin açıklamasına Twitter’dan verdiği yanıtta “İnce sosyal medya paylaşımında “Beni sona bıraktılar, müzakere edecek zaman kalmadı” demeye getiriyor. Oysa İnce ile eski ve mevcut CHP milletvekilleri arasında uzun süre görüşmeler oldu. Bu görüşmelerde de İnce’nin ne istediği veya ne yapacağı anlaşılmak istendi. Bu görüşmelerin sonunda da Kılıçdaroğlu’na bilgi verildi. Tüm bunların sonunda da geçtiğimiz salı gününe kadar gelişme beklendi. Ancak görüşmelerde CHP’li heyetler İnce’nin uzlaşı niyetinin olmadığını anlamış ve Kılıçdaroğlu’na iletmişti.” diyerek sağır sultanın bildiği malumu, herkese ilan etti.
Peki, İnce’nin asıl amacı ne? Gerçekten seçimi kazanacığına inanacak kadar gerçeklikten kopuk bir ruh hali içinde mi? Ya da kimilerinin şiddetle iddia ettiği gibi, “düşmanla” anlaşan bir Truva atı mı?
Muharrem İnce – CHP ilişkisini yeni değil, daha 2017 yılından beri yakından izleyen ve bu konuda çok fazla kaynağa sahip olan biri olarak, Muharrem İnce’nin Erdoğan ile anlaşmadığına, ona çalışmadığına, böyle bir amacı olmadığına kefil olabilirim. Ancak Muharrem İnce, aynı şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’na da çalışmıyor. Muharrem İnce, kendi siyasi kariyeri adına hayatının en büyük kumarını oynuyor. Tek amacı var: kahraman olmak.
İnce’nin planı, yazının başında söz ettiğim kulis haberinde, kendisini Yalova’da ziyarete giden iki CHP’li önemli isimden birinin ona söylediği sözde yatıyor: “Nasılsa kazanamayacaksın, gel %3 oyunla gönülleri kazan.”
Evet, Muharrem İnce kazanamayacağını biliyor. Onun amacı, elinde bulundurduğu -anketlere göre şu an %3-4- en fazla %5’lik oyla seçimin kaderini belirlemek ve sonunda da kendine paye çıkarmak. Nasıl mı? Çok basit: İnce’nin bütün hesapları, seçimin 2. tura kalması üzerine kurulu. Söylemleriyle, kararlarıyla bunu istiyor, bunu amaçlıyor. İlk turda seçimin Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında %2-3’lük bir farkla ama kimsenin %50’yi geçemediği bir senaryoyla bitmesi halinde, 2. turda Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklayacak ve olası bir zaferden “ben destek vermeseydim kazanamazdınız” payı çıkaracak.
Bu sır bir strateji değil, nitekim ona yakın partili isimler de Twitter’da “Kazanırsak Kemal oluruz, kazanamazsak Enver…” şeklinde paylaşımlar yaparak bu yol haritasını destekliyor.
Sonunda Vahdettin olma riskini göze alarak…