CHP İBB ve Silivri Belediye Meclis Üyesi Mimar Sibel Aydın Işıköndeş, Silivri Belediye Meclisi’nin Haziran ayı toplantısında söz alarak, Bosna’daki Srebrenitsa Soykırımı’nda hayatını kaybeden Bosnalı Müslümanları andı.
Mimar Sibel Aydın Işıköndeş’in konuşması şu şekilde: “
11 Temmuz, Birleşmiş Milletler üyesi bağımsız bir ülke olan Bosna-Hersek’in komşusu Sırbistan tarafından yok edilmek üzere saldırıya uğradığı savaş sırasında, Birleşmiş Milletler’in koruması altındaki bir bölgede, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da işlenen en büyük insanlık suçunun yani Srebrenitsa’daki Boşnak Soykırımı’nın yıldönümüdür.
1991’de Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti ‘nin dağılmasının ardından, Bosna Hersek Cumhuriyeti bağımsızlık için referandum düzenledi. Katılan seçmenlerin %99’nun evet demesiyle,1 Mart 1992’de bağımsızlığını ilan etti. Bosna Hersek, 22.05.1992 tarihinde Birleşmiş Milletlerin 757 sayılı kararı ile üyeliğe kabul edildi. Bosnalı Sırp siyasetçiler, Bosna Hersek içinde özerk bir Sırp bölgesi ilan ederek buna karşı çıktı. Radovan Karadziç liderliğinde Sırp Cumhuriyeti ilan edenler Sırbistan’daki Miloseviç rejimi ile bağımsız Bosna Hersek devletine karşı acımasız bir saldırı, savaş başlattı. Nisan 1992’den Ağustos 1995’e kadar süren bu saldırı “Büyük Sırbistan’ı kurmak amacıyla Bosna Hersek topraklarını Boşnak nüfustan temizlemek için etnik temizlik, soykırım amacını taşıyordu.” 1992 yılının Nisan ayının başından Mayıs ayının ortasına kadar Srebrenitsa ve çevresi Bosnalı Sırp güçlerinin kontrolü altındaydı. 9 Mayıs’ta Bosna Hersek Ordusu Srebrenitsa’yı Bosnalı Sırplardan kurtardı ve güvenli hale getirdi ve bölge 1992 sonunda Sırp Cumhuriyeti Ordusu’nun terör ve şiddetinden kaçan bölgedeki Boşnaklar için bir sığınak oldu.
6 Temmuz 1995 sabahı, Sırp Ordusu, Srebrenitsa’ya saldırıya başladı. Önlerine çıkan Boşnak evlerini ve köylerini ateşe verdiler ve binlerce sivili, birkaç yüz Hollandalı barış gücünün konuşlandığı Potocari’deki BM üssüne kaçmaya zorladılar. 11 Temmuz’da General Mladiç, askerleriyle birlikte, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 16 Nisan 1993 tarihinde “Güvenli Bölge” olarak ilan edilmiş Srebrenitsa’ya girdi ve toplanmış bir gazeteci kalabalığının önünde, “Bu şehri Sırp ulusuna veriyoruz… bu bölgedeki Türklerden intikam almanın zamanı geldi” dedi. Güvenli Bölge’yi korumakla görevlendirilmiş, Hollanda Askerleri itiraz etmeden bölgeyi Sırplara teslim ettiler. Aynı gece, yaklaşık 15.000 Boşnak erkek, Ölüm Yürüyüşü olarak bilinecek olan bu yolculuğa çıktı ve en az 8372 kişi ormanlık alanda, sığındıkları fabrikada ve depolarda öldürüldü. Bugüne kadar Srebrenitsa ve çevresinde 94 toplu mezar çıkarıldı ve 6.900 kurbanın kimliği tespit edildi, hala kayıp olan 1.700’den fazla kurban için arama devam ediyor.
Lahey Adalet Divanı 26 Şubat 2007’de Srebrenitsa Katliamını “Soykırım” olduğuna karar vermiştir. 23 Mayıs 2024 tarihinde ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 11 Temmuz, “Srebrenitsa Soykırımı Anma Günü” olarak kabul edildi. Bu kararlar, insanlık tarihinin en karanlık bölümlerinden birini oluşturan Srebrenitsa soykırımının uluslararası toplum tarafından tanınması ve anlaşılması için önemli adımlar olsa da yaraların sarılması ve aynı suçların bugün Gazze’de, yarın dünyanın başka bir yerinde tekrarlanmaması için daha yapılması gereken çok şey var. Srebrenitsa Boşnak Soykırımı’na dair gerçek, yalanlarla yok edilemeyecek bir güce erişmiştir. Bu gerçeğin yaşatılması vicdan sahibi tüm insanlığın sorumluluğundadır.
Bu insanlık suçunu unutmayacağız, unutturmayacağız! Çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara anlatmaya devam edeceğiz, çünkü biliyoruz ki unutulan soykırım tekrarlanır. Eğer Dünya’da barışın hep var olmasını istiyorsak, kin gütmeden, nefret tohumları ekmeden yaşadıklarımızı, yaşananları unutmamalıyız.”