Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şubesi, Suriye’nin Lazkiye ve Tartus bölgelerinde Alevi halkına yönelik gerçekleştirilen katliamları kınayan bir basın açıklaması yayımladı.
Vakıf tarafından yapılan açıklamada, Suriye’de 15 Mart 2011’den bu yana devam eden iç savaşın son dönemde mezhepsel bir soykırıma dönüştüğü vurgulandı. 8 Aralık 2024’te Suriye’de iktidarı ele geçiren Heyet Tahrir-i Şam (HTŞ) terör örgütünün, 4 Mart 2025 tarihinden itibaren Alevi nüfusunu hedef alan sistematik katliamlara başladığı belirtildi.
Açıklamada, “Kendilerini İslam’ın tek temsilcisi ve Allah için cihat ettiğini ilan edenler, bugün Kerbela takipçisi inanca sahip Alevilere soykırıma girişmişlerdir. Esad artığı gibi ahlaksız bir gerekçenin arkasına sığınan katiller çocuk, kadın, yaşlı, demeden silahsız savunmasız insanları katledip cesetlere işkence edecek kadar insanlıktan çıkmış olanların kuracağı devlet bütün bölge halkları için en büyük tehdittir” ifadelerine yer verildi.
Uluslararası toplumun bu katliamlar karşısındaki sessizliğine de dikkat çekilen açıklamada, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ABD ve Rusya gibi aktörlerin ya katliamları görmezden geldiği ya da dolaylı destek sunarak suçluların cesaretlenmesine neden olduğu belirtildi.
Vakıf, Türkiye’nin Suriye’deki yanlış politikalar nedeniyle ekonomik ve siyasi bedel ödediğini vurgulayarak, geçmişte yaşanan Ankara Garı, Reina, Suruç, Diyarbakır ve İstiklal Caddesi saldırıları gibi terör eylemlerinin bu tehdidin ciddiyetini gösterdiğini hatırlattı.
Açıklamada, Türkiye hükümetine ve uluslararası topluma şu çağrılarda bulunuldu:
- Cihatçı örgütlerle tüm ilişkiler kesilmeli, desteklenen grupların sicili kamuoyuna açıklanmalıdır.
- Türkiye içindeki radikal yapıların faaliyetleri durdurulmalı, cihatçı hücreler derhal etkisiz hale getirilmelidir.
- Mezhepsel nefreti körükleyen medya organları ve cemaat yapılanmaları denetlenmelidir.
- Uluslararası insan hakları örgütleri ve BM ile iş birliği yapılarak Lazkiye ve Tartus’taki katliamların durdurulması ve araştırılmasına başlanmalıdır.
- Türkiye, HTŞ üzerindeki etkisini kullanarak bu saldırıların durdurulmasını sağlamalıdır.
- Soykırım Sözleşmesi çerçevesinde Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) başvurularak ihtiyati tedbir talep edilmelidir.
- Suriye’de tüm halkların kimliklerini koruyarak birlikte yaşayabilecekleri çoğulcu ve demokratik bir düzenin kurulması için baskı oluşturulmalıdır.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şubesi, açıklamasının sonunda “Bizler, ’72 milleti aynı nazarda gören’ sevgi ve barış hakkını, insan onurunu ve yaşamı savunanlar olarak, bu katliamın takipçisi olacağımızı ve bu karanlık kötülüğün ülkemize de sıçramasına asla izin vermeyeceğimizi ilan ediyoruz” ifadelerine yer vererek, Suriye’de Alevilere, Hristiyanlara, Dürzilere ve Türkmenlere yönelik soykırım ve insanlık suçlarını nefretle kınadıklarını ve insanlık onurundan yana olan herkesi duyarlı olmaya çağırdıklarını belirtti.
