"Enter"a basıp içeriğe geçin

SİLİVRİ TARIMININ KURTULUŞU ARICILIKTA MI?

Bereketin adresi olan Silivri’mizin toprak emekçilerine verilen arpa çuvalları, üç beş balya saman, aslında büyük resmin görülmesini perdelemeye yönelik, tribünlere yapılan hareketler.  Acaba tüm İstanbul’u doyurabilecek dev tarım arazilerine sahip olan ilçede, çiftçimizin, kendisine ek gelir sağlayacak alternatif tarım ürünleri ile muazzam potansiyeli yeterince ortaya koyamıyor olmasına ne demeli? Bunu ancak, ilçenin tarım politikalarında önceki iki dönemde gerçekleşmekte olan zihniyet devriminin, mevcut yönetimin performansıyla atalete uğratılmasıyla izah etmek mümkün.

Batı kanadında hal böyleyken, heder edilen gelir kaynaklarının varlığına İstanbul’un doğu kanadında da rastlamıyor muyuz? Şile’yi beyaz dantel gibi süsleyen kum zambağı, farmakolojik potansiyeliyle öne çıkan bir “doğal miras”. Mercilerce hazırlanan iki klasör sümen altı edilmiş. 

Atatürk’ün projesi köy enstitülerinin kapatılmasıyla, tarım zengini ülkeyken, şimdi halkın endişeli bakışlarla marketlerdeki gıdaların “menşe ülkesi” kısmına bakmasına evirilen bir dönemden geçiyoruz. “Dış güçler”, köylünün organik tarımdan elini eteğini çekmesi adına düğmeye basmış bir kere… Kara toprak sentetik gübrenin temasıyla can çekişiyor.

Gün sonunda kısır tohumu da, kanserojen ve arı katili zirai ilacı da, GDO’lu gıda tüketerek hastalanan topluma pahalı ilaçları üretenin de aynı tröstler olduğundan bihaber bir çiftçi profili ile karşı karşıyayız. Süt veren ineği ve ürettiği organik gübreyle ıslah olacak Anadolu Toprağını çekemeyen küresel güçlerin oyunlarına karşın, diğer yanda halkının iki dönem boyunca görevlendirdiği Özcan Işıklar’ın attığı tohumları göz ardı edemeyiz.

Tarımı tekrar şahlandırma adına devletin çağcıl bir eğitim modelini desteklemesi gerekirken, Silivri’miz onunla bir ilkin gururunu yaşadı: Özel TÜRAM Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi.  Köy enstitüleri modelinin modern bir yansıması olarak ümit vermekte. Kamuoyu, eko sistemin altını üstüne getirecek olan Kanal İstanbul’un savunucusu mevcut Başkan Volkan Yılmaz’dan kurulu düzenin atalete uğramaması için çaba bekliyor. 

Okumadan Geçmeyin:  ÖZCAN IŞIKLAR'IN RÜYA PROJESİ: CUMHURİYET ÇİFTLİĞİ

Organik tarım model arayışlarımıza ışık tutabilecek, komşu ilçe Çatalca’da, permakültürün zehir ve ilaç kullanmayan, barındırdığı hayvanlarla “sentetik gübre ve hazır yem boyunduruğundan ari” bir tarım anlayışına da dikkat çekmemiz gerek. Liselilerimizin yurt içindeki gezi programlarına dahil edilmesi gereken çağcıl girişimin adı Nesin Vakfı Çiftliği. Üretilen organik gıdalar çocuklarını beslemekte, hatta artmakta ve dış satımla ek gelir kazanılmaktadır. 

Güzel İzmir’in meyve – sebze fiyatlarının nispeten uygun fiyatla tüketiciyle buluştuğunu çoğumuz bilir. İzmir’imizin yeni nesil bir köy enstitüsünü andıran iştiraki olan Baysan, devlet, sivil toplum kuruluşu ve yurttaş imecesiyle 1984 yılında Bayındır ilçesinde kurulmuştur.  2012 yılında kapatılmasından sonra Tunç Soyer başkanlığındaki İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne devrolan kurumun misyonları arasında bakınız neler var:

Sürdürülebilir, öngörülebilir, organik olarak gelişen tarım uygulamaları, Sağlıklı Gıda üretimi, İzmir’in hafızasında bulunan bitkilerin tespit edilmesi ve envanterinin çıkarılması, İzmir Tarım Tekno-Girişimcilik ekosistemini gelişmesine yönelik faaliyetler, İnovasyon, Yazılım ve Tasarım faaliyetleri yürütülmesi için girişimcilerin, öğrencilerin veya mezuniyeti üzerinden beş yılı geçmeyenlerin kurdukları “start-up”ların desteklenmesi, Diğer yenilikçi fikirlerin ticarileşmesine katkı sağlamak, İlk defa AR-GE projesi yürütmek için bir Teknopark’ta bulunmak isteyen şirketlere destek verilmesi, Akademisyenlerin kurdukları spin-off şirketlere yer verilmesi.

Yönetsel iradenin, kurmayı eylem planına koyduğu Araştırma Merkezi’nde Kuluçka Merkezleri yerini alacak. Deneme üretimleri yapılacak ve ekonomik değeri olanların çiftçilere ürettirilmesi sağlanacak. Merkezde “balık verme, balık tutmayı öğret” felsefesiyle çiftçilere eğitimlerin verileceği, üniversite öğrencilerinin tezlerini hazırlayabilecekleri, üretilen ürünlerin analizlerinin yapılacağı mekanizmalar toplumun istifadesine sunulacak.

Ankara… Başkentimiz kırsal kalkınma projelerini önceleyen tarım politikalarıyla umut veren örneklerden. Başkan Mansur Yavaş, sulu tarıma geçen çiftçilere sözleşmeli üreticilik modeliyle su depolarını sağlamakta. Ortak üretim tesisi felsefesi de Ankaralı’yı memnun ediyor. ÇKS’ye (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtlı küçük çiftçilere mazot desteğinin başlaması da cabası!

Okumadan Geçmeyin:  SİLİVRİ TÜRAM LİSESİ'NDE YENİ DÖNEM BAŞLADI

İstanbul’a dönersek, İBB’nin de benzer destekleri sağladığını görüyoruz. Yata mazot hangi fiyattan veriliyorsa, çiftçinin traktörüne de mazotun aynı fiyattan verilmesi ve tarımda adil vergi politikalarının uygulanma felsefesi gibi kalıcı, çözüm odaklı sosyal belediyecilik anlayışından dem vurmuş olalım ve gözümüzü Silivri’mize çevirelim. Yeni modeller önerelim.

İlçemizin mevcut potansiyeline ilaveten, alternatif bitki yetiştiriciliğine yönelik araştırmalar yapan TÜRAM (Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi), 41 bitkinin tespiti sonrasında, gıda sanayiinde kullanılmasının yanında, kozmetik ve farmakolojide değerlendirilmekte ve yeni türlerin de coğrafyamızla uyumunu gözlemlemek için çalışmalar yürütülmektedir. Bloomberg HT’nin haberine göre Hollanda’nın dünya çiçek ve süs bitkileri pazarında dönen 22 milyar dolarlık pastadan 11 milyar dolar kazandığını görüyoruz. Türkiye ise sadece 82 milyon dolar ile yetiniyor. Burada ciddi bir gelir kaybı var. Osmanlı döneminde lale soğanını kaçıran bu deniz seviyesi altındaki ülke neden bizi solladı diye külahı önümüze koymalıyız.

TÜRAM’ın uyum raporu verdiği, arının nektar aldığı bitkiler sayesinde başka bir gelir kapısının farkına varmalıyız. “Api terapi” turizmini duyanınız var mı? Bu, mühendis bal böceğinin insan vücudu için koruyucu ve bazı hastalıkların tedavisinde, tamamlayıcı uygulama yöntemi olarak kullanılması ile ilgili sistemler bütünüdür. Volkan Yılmaz’ın Esenler’de, Apiterapi Merkezi’yle temasta bulunmasını önermekteyiz. Zira dünyaca meşhur Trakya Arısı’na ev sahipliği yapıyoruz. Tozlaşma ile ilçede tarımı coşturmanın yanı sıra “sağlık turizmi elçileri” olabilirler!

Bu uysal ırk Silivri’de çoğaltılabilirse zaten turizmin yükselen yıldızı olan ilçemize devasa bir ekonomik girdi sağlanabilecektir.  Kentimizde trafik yoğunluğu vb. nedenlerle solunan havanın kalitesizliği, astım, bronşit, alerji ve akciğer hastalıkları benzeri solunum yolu rahatsızlıklarını da beraberinde getirmektedir. İltihaplı romatizmanın da tek çaresi olan hekim bir böcektir arı… Yukarıda anılan tedavi merkezinin hastalarını tedavi için hemen yanı başındaki Silivri’ye sevk etmeleri ekseninde bir protokol gayretinde bulunulmalıdır. 

Okumadan Geçmeyin:  BAŞKAN BALCIOĞLU TÜRAM'DA

Silivri’mize hasta çekecek böyle bir kompleks yaraşır. Tedavi etkisi kanıtlanmış Api-Air yöntemi (Kovandaki havanın hasta tarafından belli dozda solunması ve / veya kovanların bulunduğu ortamda konaklama) bunlardan biridir. Bu model için arıyı cezbeden, arının kaliteli bal üretmesi için uygun flora da minik tepeler de denizi selamlayan coğrafya da ilçemizde mevcuttur. Bu model yabancı turisti de çekecek, arı tozlaşmasıyla hem Silivri tarım emekçisi kazanacaktır hem de turizm hareketiyle doğan ekonomik canlılık, çarkların dönmesine yol açacaktır.

insta whatsapp

Contact Us

Total
0
Share